Haber

Cumhurbaşkanı Erdoğan: ’15 Temmuz, öğretmen kılığına giren bir sahtekarın ülkemize ne kadar büyük zararlar verebileceğinin son örneğidir.’

CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan, “15 Temmuz, öğretmen kılığına girmiş bir dolandırıcının ülkemize ne kadar büyük zararlar verebileceğinin son örneğidir. Böyle bir trajedinin bir daha yaşanmasına izin veremeyiz. Bir tek çocuğumuzun bile bu duruma düşmesine razı olamayız. ihanet ağlarının ve terör örgütlerinin elindedir.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Beştepe Millet ve Kongre Merkezi’nde düzenlenen ‘Din Akademisi Başkanlığı 1. Dönem Adayı Din Görevlileri Mezuniyet Töreni’nde konuştu. Bugün Diyanet İşleri Başkanlığı ve din görevlilerinin mesleki eğitimi için değerli bir tören düzenlediklerini belirten Erdoğan, “Aslında uzun soluklu bir çalışmanın ve projenin meyvelerini toplamanın mutluluğunu yaşıyoruz. 8 ay sürdü ve Kurslar 33 ayrı yerde devam etti. Gerçekten bu bir azim ve kararlılık meselesidir.” Öncelikle hukuki altyapısına 2012 yılında başladığımız Diyanet Akademisi’ni, 10 yıllık titiz ve yoğun bir çalışmanın ardından 2022 yılında hizmete açtık. Akademinin kurulmasıyla birlikte Dini Cemaatimiz meslek öncesi eğitim ve mesleki eğitim açısından son derece donanımlı bir yapıya kavuştu. Kuruluş sürecinde mevzuat alanındadır. “Eksiklikler de giderildi. Müezzin, mütevelli, imam hatip, Kur’an kursu eğitmeni ve vaiz olarak çalışacaklara 6 ay ile 3 yıl arasında meslek öncesi eğitim zorunlu hale getirildi.”

‘DİN HİZMETLERİNİN KALİTESİNİ DAHA DA ARTIRACAĞIZ’

Erdoğan, 1976 yılından bu yana hizmet içi eğitim koşullarında 3 yıla kadar devam eden uzmanlık ve ezber eğitimlerinin bağımsız ve yasal bir çerçeveye oturtulduğunu belirterek, “Verilen tüm tıbbi ve seviye eğitimlerini bir araya topladık. Diyanet İşleri Başkanlığımızın merkez ve taşra teşkilatında tek çatı altında bir araya gelinerek sunulan din hizmetlerinin kalitesi artırılmıştır.” Diyanet mensuplarımızın mesleki donanımlarını güçlendirecek, sadece kendi halkımıza değil, yurtdışında yaşayan vatandaşlarımıza ve kardeş halklarımıza daha uygun hizmet verilmesini sağlayacak kritik bir kurumu Cumhurbaşkanlığımızın hizmetine sunduk. kısacası Diyanet İşleri Başkanlığımızın kurumsal, beşeri ve bilimsel kapasitesini her alanda geliştirecektir. “Bizler önce başbakan olarak, sonra cumhurbaşkanı olarak ilk günden bu yana akademi ile ilgili tüm gelişmeleri bizzat takip ediyoruz. Allah’a şükürler olsun ki akademimizin ilk dönem kursiyerlerinin mezun olduğunu görüyoruz. 4 bin öğrencimizi tebrik ediyorum. Diyanet Akademisi Başkanlığı sorumluluğunda 8 aylık eğitim sürecini tamamlayan 537 din görevlisi adayı. Akademide dini musiki ve Kur’an kursunun yanı sıra formasyon kursları da öğretiliyor” dedi.

‘KENDİNİ BİLEN İNSANLARIN HADİSLERLE ALAY ETTİĞİNİ HER ZAMAN GÖRÜYORUZ’

Mezunlardan 3.120’sinin imam hatip, 250’sinin müezzin mütevellisi, 1.167’sinin de Kur’an kursu eğitmeni olarak görev yapacağını söyleyen Erdoğan, “Bu kardeşlerimizin göreve başlamasıyla Diyanet camiamız daha da güçlenecek. Her birinin yeni görevi olacak. Mezunlarımız görevlendirilecek.” Allah’tan onların yerine başarılar diliyorum. Allah onların işlerini kolaylaştırsın, görevlerini bereketli kılsın. Bizler, yüzyıllardır Allah’ın İlahi Sözü’nün bayraktarı olma şerefine sahip bir milletin mensuplarıyız. Atalarımız İslam’ı sadece kendi hayatlarına uygulamakla kalmamış, yeni fetihlerle İslam’ın yayılmasına da hizmet etmişlerdir. Kur’an ve sünnete sımsıkı sarılan, kendini İslam’da bulan atalarımız, ‘Allah Allah’ nidalarıyla 3 kıtaya, 7 iklime barışı, adaleti, güvenliği, imanı ve kardeşliği yaydı. Zaman zaman hadisle alay ettiler, “Hadisleri küçümseyen bazı cahilleri her zaman görüyoruz ve duyuyoruz, ama biliyorum ki siz aslında onlara gereken dersi vererek, hepimizi Kur’an’a ve hadislere sımsıkı sararak öğreteceksiniz.” İslam bugüne kadar olduğu gibi güçlü olmaya devam edecektir.”

‘TÜRK DEMEK MÜSLÜMAN DEMEKTİR’

İslam’ın Türkleri koruduğunu, Türklerin de yaklaşık bin yıldır İslam’ı koruduğunu vurgulayan Erdoğan, “Türkler İslam’ın, İslam da Türklerin kılıcı olmuştur. Tarih kitaplarına baktığınızda, Karşınıza çıkacak gerçek şudur: Türk aynı zamanda Müslüman demektir. İslam demektir.” Türkleri Türklerden, Türkleri İslam dininden ayıran, aralarına sahte duvarlar ören zihniyetin bu topraklarla hiçbir ilgisi yoktur. Son dönemde aynı amaca hizmet eden bazı Türk karşıtı çevrelerin iki yönlü bir kampanya yürüttüğünü görüyoruz. Bunlardan ilki Lümpen faşistlerin gündeme getirmeye çalıştığı ‘İslamsız Türklük’ tanımlarıdır. Böylece milletimizin İslam’a ve Kur’an’a hizmetle geçen 1300 yıllık büyük tarihini yok saymaya çalışıyorlar. Bu şekilde milletimizi ayakta tutan, ona asli kimliğini kazandıran tarihi, kültürel ve beşeri varlıkları yok ediyorlar. Bunu çok net söylüyorum; Gazze İslam ruhunu taşımayan bir Türklük tanımı ve projesi aslında Türk milletini müzeye koyup folklorik bir eser haline getirme çabalarıdır. Burada amaç milletin moralini bozmak, dışarıdan sarsamadığı kaleyi içeriden yıkmak, mümkünse ele geçirmektir. Kampanyanın ikinci kulvarında farklı maskeler altında sahnelenen şeriat düşmanlığı var. “Bu, İslam’ın hayat kurallarının bütününü temsil eden şeriat düşmanlığına dayanan din düşmanlığıdır” dedi.

‘IŞİD KATİLLERİNİN İSTİSMAR ALANI DİNİMİZİN KUTSAL KAVRAMLARIDIR’

Yaklaşık 40 yıldır milletin başına bela olan PKK belasının arka planında ihmal, gerilik ve cehalet olduğuna dikkat çeken Erdoğan, şöyle konuştu:

“DEAŞ suçlularının istismar alanı dinimizin kutsal kavramlarıdır. Çağımızın Suikastçıları olan FETÖ’cüler, yıllardır dini kavramların arkasına saklanarak adam toplamaktadırlar. 15 Temmuz, terör örgütünün ne kadar büyük bir zarara yol açtığının son örneğidir. Öğretmen kılığına giren dolandırıcılar ülkemizin başına gelebilir. Bu tür trajedilerin bir daha yaşanması pek mümkün değil.” Bir tek çocuğumuzun bile ihanet şebekelerinin, terör örgütlerinin eline geçmesine izin veremeyiz. Aydınlık geleceğimizin teminatı olan gençlerimizin alkol, uyuşturucu ve diğer zararlı alışkanlıklarla kendilerini heba etmelerine seyirci kalamayız. Kökenleri, mezhepleri, siyasi görüşleri ve yaşam tarzları ne olursa olsun, “Hiçbir insanımızın yanlış, ön yargılı, taraflı bir din anlayışıyla kuşatılmasını istemiyoruz. Sizlerden özellikle sadece ilminizin sadakasını değil, aynı zamanda da ilminizin sadakasını vermenizi bekliyorum. bildiklerinizi aktararak ama aynı zamanda hayatınıza uygulayarak.”

tekman-haber.com.tr

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu